25 Şubat 2007 Pazar

Tut Ki Yakılan Ben Değilim Bu Şehirde...
Yüz Üstü Bırakıp Giden Ayakları Görmedim...
Yok Yere Hesaplaşmaları Tanımadım...
Tut Ki Kendimden Geçecek Kadar Nikotine Bulaştırdım Ellerimi...
Dumanı Saklayan Gece...
Sade...
Yalnız...
İki Hece Kıvılcımlar Bıraktı Ellerime...
Canımın Yanması Kaybolsa Sızısı Aklıma Takılır...
Aklımı Başımdan Alır Bir Gece...
Sabaha Varana Dek Berabere Bitirelim Bu Hesaplaşmayı...
Yorgunluğumuz Aynı Olsun Ayrı Ayrı Şehirlerde...
Tut Ki Yan Yana Diz Dize Biz Bize Yiz…
Haykırışı Boğulmuş Bir Denizin Sesi Olmak Sesimi Sesine Katmak Sonra Rüzgara Sevgili” Diyerek Bir Ömür Vermek...
Can Diyerek Gelmek İstesem...
Yüreğimi Yollarına Sersem ...
Sonra Ayak İzinden Bulsam Can’ımı…
Bırakıp Gitmek Değil Adına Kavuşmak Desem…
Tut Ki Dünyalık Kavuşmanın Adresi Ve Bekçisiyim…
"Ellerin Soğuk" Deme Sakın! Yeni Sensizlikten Çıkmış Yola Koyulmuş Senle...
Sarılmanın Anlamı Değişmiş Yokluğunda...
Hoş Gör Sıcaklığını Unutmak Ellerimin Fikri Değildi...
Fikri Buz Tutmuş Bedenlerin Yanında...
Kıvılcıma Ve Can’a Uzaklıklarda Yaşadım Ya...
Ondan Bu Çekimser Tavırlarım...
Tut Ki Yüreğinde Sıcacık Misafirinim...
Utanacak Mısın Yorgunluğumdan? Tozlu Ayaklarımdan Denize Çalan Gözlerimden …
Oysa...
Sevdiğinde Toprağa Karışan Bu Azaları...
Çirkinliğimin Sebeplerini...
Bu Asiliğimi...
Farz Et Toprak Kokar Tenim Gözlerim AşkI Hatırlatır...
En Büyük Şaire Meydan Okur Sözlerim…
Sığınacak Zaman Dilimi Kalmadı Bu Şehirde...
Merhametin Yalnız Kaldığını Kimse Bilmedi...
En Sevdiğini Kurban Etmeden Yüreğine...
Yazanların Hem Kalemi Kırıldı Hem Yürekleri…
Ben Seni Yüreğime Kurban Ediyorum…
Bağışlanmanı Ve Bağışlanmayı Diliyorum…
Yan Yana Diz Dize Biz Bize…
Tut Ki Sonsuz Huzura Talibim…
Seninle…
Unuturum Diyorsun Unutabilecek misin?
Ben Senden Bi Parçayım Atabilecek misin? Hadi Kopart Parmağını Kıyabilecek misin? Ben Senin Kestiğin Parmağından Akacak Kan Değil Geriye Kalan Acıyım….
Dayanabilecek misin…….?
Bu Gece Yağmurla Beraber Gözyaşlarım Yağıyor Ve İsmini Yazıyor Sensizliğin Acısı İle Kıvranan Kaldırımlara...
Süzülen Her Damlada Sen Vardın Ve Yine Sen Vardın Gecenin En Karanlık Anında...
O Doya Doya Bakamadığım Gözlerin
Gözlerimin İçine Bir Kez Değseydi Ve Tebessümünden Bir Gül Açsaydı Yanaklarında
Yetmez Miydi? Bir Bakışın Bir Ömüre Değmez Miydi?
İsmini Kazıdığım Kaldırımlara Sanki Sen Yağıyorsun Yağmurla Birlikte Ve Sevgin
Yağıyor Yüreğime.........
Yalnız Ve Bomboş Odamda Sen Varsın Hala...
Hala
Sensizliğim Duruyor Yanı Başımda.........
Bu Gece Gözyaşlarım Yağıyor
Sensizliğimle Birlikte Kaldırımlara...
Seni Arıyorum Erimekteyim.........Karanlık
Geceye İnat Ay Gökyüzünde.........
Ve Gökyüzü Yüreğimde..................
Öznur ERGÖGRE

şiirli dünyam: ŞİMDİ GÖZLERİNİ KAPARSAN ;MAVİLER ÇOK ÜŞÜYECEK

şiirli dünyam: ŞİMDİ GÖZLERİNİ KAPARSAN ;MAVİLER ÇOK ÜŞÜYECEK

24 Şubat 2007 Cumartesi

alo kule:)

Alo Kule !
- Alo, kule duyuyo musun beni? Aloo? - Duyuyorum, ne duymıcam? Kulenin işi nedir ki sizi duymaktan başka?!. Oh, al altına uçağı, oturt yanına çıtır hostesi. Sonra, alo kule. - Kule, durum ciddi. Geyik yapma. Kule? - İki satır konuştuk, geyik oldu. Kuleysek köle diiliz ya lan. Hangisi yanında, esmer, küt saçlı hostes mi? Onun bi de ikizi varmış, TEMA Vakfı'nda çalışıyormuş diyolar. Ha ha ha. Aklıma ne geldi lan, bak. "Muzaffer TEMA Vakfı. Türkiye Jön Olmasın!" Ha ha ha. Esenboğa bir Kızılderili ismidir, biliyo muydum? Hahaha. - Kule, gençliğine doyma e mi. Pisa Kulesi'nden beter olasın, boynun altında kalsın. Lan, durum ciddi. - Ne o, küt saç yanaştırmıyo mu? Okudun mu lan, Clinton bi hostese de yazılmış. Tam 40 dakka göğüslerini okşamış. Hayvan herif, Can Dündar o süreye belgesel sığdırıyo be! 40 dakka göğüs okşanır mı? insanın parmağında dolama çıkar. - Kule, şu an uçak kaçırılmış durumda. Esenboğa'nın üzerinden yedinci turumuzu atıyoruz. Sen farkında diilsin ama, şu an gökyüzünde Elm Hava Koridoru Kâbusu yaşanıyo. - Yapma ya. Kim kaçırdı uçağı be? Yine oyuncak panda olayı mı? - Yok, oyuncak falan diil. - Hadi ya, harbi harbi panda mı soktu uçağa manyak. Dikkat edin, nesli tükeniyo o türün, zarar görmesin hayvancaaz. Paraşüte takıp Atatürk Orman Çiftliği'ne atın. - Lan, bi sus. Zaten zorbela konuşuyorum. Korsanın elinde atar almaz patlar türde el bombası çakmak var. Sanırım saatli. - O zaman tırsma hoca. Yaz saati uygulamasına geçtik, bi saat daa vaktiniz var. Durumu yetkililere bildiririz. - Çabuk bildir, ne zaman bildiricen? - Vuslata beş kala. Nıhahaha. - Sen ne i..e bi kuleymişsin be arkadaş. - Hobaaa, doğru konuş. Tehlikedesin diye ağzını bozma. Tedbirini alsaydın. insan kokpite bir-iki tane kurban derisi zulalar. THK o kadar deri topluyo. At üstüne kurban derisini, yolcular anında harekete geçip kemerleri çözerler, toplu halde korsanın üstüne otururlar. Sonra yine toplu halde Reha Muhtar'a giderler.
- Korsandan mesaj var. Uçağı Manş Denizi'ne indirmezseniz, yolcuları teker teker çakmakla cıs yaparım diyo. - Ne, cıs mı? Korkunç bi şey. Sen korsanı "Uslu durursan, alta gidicez" diye oyala, ben bi çare bulurum. Uçakta ünlü var mı? \n- Nasıl? - Uçakta diyorum, Televolelere çıkmış bi tip var mı? - Var. "Benim olmazsan taciz ederim" şarkısını söyleyen Nihat Doğan uçakla. - Tecavüzcü demedik, ünlü dedik. Hem ne arıyo ki o KTHY uçağında, ayrıca KTHY ne, Kütahya demeye ulanıyorsunuz da, aranızda kodlaşıyo musunuz? \n- Kıbrıs Türk Hava Yollan demek o. - Vay benim sazanıma bak be. Ankara'daki son fıkrayı biliyo musun? Bi kuzu, bi aslan, bi de Türk üç-beş-sekiz oynuyolarmış. Efendim, derken. - Lan kule, sekizinci tur da bitti. Yeter ama ha. \n- Peki Küçük İbo'yu biliyo musunuz? - Neyini? - Maket uçak kaçırdığı için kırmızı bültenle aranıyormuş. Intertoy tarafından. - Sen daha geyik yap. Korsan top sakallı bir yolcunun ensesini yaktı. Bütün personel yolcuyu üflüyo. Kuleee. Bi şeyler yap kule. \n- Kule dedim de. Kapıkule'de bizim kayınço çalışıyo. Geçen bi İnka yerlisi gelmiş, ne pasaport var elinde ne bişii. illa gitmek istiyo ülkeye. "Arkadaşa bakıp çıkıcam" demiş. Kayınço yememiş tabi. Acaip adamdır kayınço. Gülay Atığ'ın çuvallarını kaldırıp resim çektirmiş. Gül gül öldük. \n- Tamam kule, sus. Olay bitti. Bi herif uçağa kement alıp, dişiyle çekerek indirdi uçağı. Korsan "Çakmağımı almayın, anısı var" diye ağlıyo. - Vay be. Dişiyle indirdi ha. Şimdi o lavuk, tüm kanallara çıkıp ünlü olur. Biz hâlâ pinekleyelim burda yarasa gibi. Karakulun doğuştan güzel olcak abi. Şans yok ki bizde. Karakutum, çatalkaram, çingenem aabi yaa!\n\n-- çaba gösterme ; çünkü en iyi şeyler, en az beklediğin zaman gerçekleşir. ",1]
);
//-->
- Korsandan mesaj var. Uçağı Manş Denizi'ne indirmezseniz, yolcuları teker teker çakmakla cıs yaparım diyo. - Ne, cıs mı? Korkunç bi şey. Sen korsanı "Uslu durursan, alta gidicez" diye oyala, ben bi çare bulurum. Uçakta ünlü var mı? - Nasıl? - Uçakta diyorum, Televolelere çıkmış bi tip var mı? - Var. "Benim olmazsan taciz ederim" şarkısını söyleyen Nihat Doğan uçakla. - Tecavüzcü demedik, ünlü dedik. Hem ne arıyo ki o KTHY uçağında, ayrıca KTHY ne, Kütahya demeye ulanıyorsunuz da, aranızda kodlaşıyo musunuz? - Kıbrıs Türk Hava Yollan demek o. - Vay benim sazanıma bak be. Ankara'daki son fıkrayı biliyo musun? Bi kuzu, bi aslan, bi de Türk üç-beş-sekiz oynuyolarmış. Efendim, derken. - Lan kule, sekizinci tur da bitti. Yeter ama ha. - Peki Küçük İbo'yu biliyo musunuz? - Neyini? - Maket uçak kaçırdığı için kırmızı bültenle aranıyormuş. Intertoy tarafından. - Sen daha geyik yap. Korsan top sakallı bir yolcunun ensesini yaktı. Bütün personel yolcuyu üflüyo. Kuleee. Bi şeyler yap kule. - Kule dedim de. Kapıkule'de bizim kayınço çalışıyo. Geçen bi İnka yerlisi gelmiş, ne pasaport var elinde ne bişii. illa gitmek istiyo ülkeye. "Arkadaşa bakıp çıkıcam" demiş. Kayınço yememiş tabi. Acaip adamdır kayınço. Gülay Atığ'ın çuvallarını kaldırıp resim çektirmiş. Gül gül öldük. - Tamam kule, sus. Olay bitti. Bi herif uçağa kement alıp, dişiyle çekerek indirdi uçağı. Korsan "Çakmağımı almayın, anısı var" diye ağlıyo. - Vay be. Dişiyle indirdi ha. Şimdi o lavuk, tüm kanallara çıkıp ünlü olur. Biz hâlâ pinekleyelim burda yarasa gibi. Karakulun doğuştan güzel olcak abi. Şans yok ki bizde. Karakutum, çatalkaram, çingenem aabi yaa!
-- çaba gösterme ; çünkü en iyi şeyler, en az beklediğin zaman gerçekleşir.

23 Şubat 2007 Cuma

Aşk bendim, yürek bendeydi..... duygu bendim, bedenim sen... gözündeki ışık bendim, göz sen... sen baktın sevgili, sana duyguyu yükleyen hep ben oldum... sandım ki benim çağlayanlarım var seni içine alacak. Sandım ki beni aşan aşkım seni de saracak, hapsedecek... sandım ki yüreğimdeki sevda yükünü sende sırtlanacaksın... sandım ki aşk iki kişiliktir sevgili... aşk gelir alır gider.... Aşkın aşık'a ait olduğunu öğrettin bana sevgili .... ay ışığı altında umarsızca sevişirken bedenin, kalbimi söküp yerinden verirken sana, ellerine.... sen beni bırakıp gidebildin sevgili... elinde yüreğim, teninde tenim... Bırakıp gidebildin.... Yokluğunu bu kadar dayanılmaz kılan nedir? Sen hep yanımda mıydın sanki benim bunca yıllık hayatımda? İçimdeki yangının neden sönmek bilmiyor, yokluğunun yangını, kalbimi yakmış kavurmuş ve daha doymamış azgın bir canavar gibi bütün vücuduma saldırıyor… öyle yanıyor ki tenim, alev alacağım diye korkuyorum.. hiç kimse görmüyor mu? Dışarıdan görülmüyor mu bu yangın? Nasıl mümkün olabiliyor, ben böylesine delicesine, delirircesine yanarken hayat nasıl devam edebiliyor…. ? Çıkmak istiyorum dışarıya, sokaklara atasım geliyor kendimi.. hani buz gibi ayaza çıkayım yada deli dolu yağan yağmurun altında durayım saatlerce… içimdeki yangını söndürmeye belki yeter dışarısının karı, buzu, ayazı…. Ama ne oluyor hayret….. üstüme yağan yağmurlar daha tenime değmeden buharlaşıp uçuyorlar sanki, gecenin ayazı içime işlemiyor… hiçbir şey söndüremeyecek mi bendeki bu yangını? Alıp kendini gittiğinden beri, sana olan nefretim, hasretinle sürekli savaş halinde… hangisi kazanacak bilmiyorum ama bir ben kan kaybediyorum…. Bir ben eksiliyorum…. Hiç kimse ve hiç bir şey usandıramadı beni, seni yokluğunda beklemek kadar…. Gel desem gelecek misin sanki…. Artık gelsen bile bu yangını söndürmeye yetecek mi gücün…? Gelsen bile beni bulabilecek misin…. ? Hiçbir umudum yok…. biliyorum... Ama yine de bekliyorum
\nArtık sensizliği umursamıyor muyum nedir? Geceleri hala aklıma geliyorsun ama ne hayallerimde nede rüyalarım da istemiyorum artık seni… Seni hatırlatan her anı, her şarkı, beraber gidilen her köşe başı bana boş ve manasız geliyor…. Kimdi bunlara her baktığında ağlayan? Yüreğinin kanamasından nefes alamayan… ben mi? \nAra sıra senden haberler geliyor, gözlerime bakarak anlatıyorlar. Acımı görmek için, bundan zevk almak için…. Onlara bakıyorum… anlattıkları sana deli gibi aşık olan bana değil ki… kime anlatıyorlar seni? Ben seninle vardım, ben sende kayboldum, ben sende yok oldum…. yerime gelen seninle ilgilenmiyor ki…. Ufak da olsa bir ipucu arıyorlar gözlerimin içinde…. Ama artık bulamazlar…. Kim seni sevdiyse o senin gidişinle öldü…. \nYeni birisiyim artık ben… hiç bir şey acıtmıyor canımı… Seninle birlikte duygularım da gitti benim. Gözümden bir damla yaş akmıyor, kanayan bir yüreğim yok artık… Bunun için mi girdin hayatıma…. Benden yeni bir ben yaratmak için mi? Eski ben bu dünyaya dayanamayacak kadar mı zavallıydı ki bir an önce yok edilmesi gerekiyordu? Görevin bu hayata devamımı sağlamak mıydı? Görevin beni yüreksiz bırakmak mıydı? \nUmarım başarının zaferini yudum yudum içiyorsundur… Umarım aldığın yüreğimi tepe tepe kullanıyorsundur… nasıl olsa o hep senindi…
Artık sensizliği umursamıyor muyum nedir? Geceleri hala aklıma geliyorsun ama ne hayallerimde nede rüyalarım da istemiyorum artık seni… Seni hatırlatan her anı, her şarkı, beraber gidilen her köşe başı bana boş ve manasız geliyor…. Kimdi bunlara her baktığında ağlayan? Yüreğinin kanamasından nefes alamayan… ben mi? Ara sıra senden haberler geliyor, gözlerime bakarak anlatıyorlar. Acımı görmek için, bundan zevk almak için…. Onlara bakıyorum… anlattıkları sana deli gibi aşık olan bana değil ki… kime anlatıyorlar seni? Ben seninle vardım, ben sende kayboldum, ben sende yok oldum…. yerime gelen seninle ilgilenmiyor ki…. Ufak da olsa bir ipucu arıyorlar gözlerimin içinde…. Ama artık bulamazlar…. Kim seni sevdiyse o senin gidişinle öldü…. Yeni birisiyim artık ben… hiç bir şey acıtmıyor canımı… Seninle birlikte duygularım da gitti benim. Gözümden bir damla yaş akmıyor, kanayan bir yüreğim yok artık… Bunun için mi girdin hayatıma…. Benden yeni bir ben yaratmak için mi? Eski ben bu dünyaya dayanamayacak kadar mı zavallıydı ki bir an önce yok edilmesi gerekiyordu? Görevin bu hayata devamımı sağlamak mıydı? Görevin beni yüreksiz bırakmak mıydı? Umarım başarının zaferini yudum yudum içiyorsundur… Umarım aldığın yüreğimi tepe tepe kullanıyorsundur… nasıl olsa o hep senindi…

21 Şubat 2007 Çarşamba

ÖLEMİYORUM BİLE


Şişirip yelkenleri, açılma vaktin gelmiştir denize. Bilirsin ki ne fırtınalar, ne deli dalgalar beklemektedir seni. Korkarsın, terk edemezsin limanı, bir köşesine sığınırsın. Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir, İşte son bu... İçin hep hüzün doludur, bir türlü kabullenemezsin bittiğini. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin. O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin. Yinede umudun yeşildir, İşte hayal bu... Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın. An olur ki ne olur bitmesin dersin. Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın. Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser, İşte acı bu... Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün. Kimse onun gibi gülemez, onun gibi dokunamaz dersin. Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin. Kahredip başını eğersin önüne. İşte hüzün bu... Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için. Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir. Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali. Atarsın gecenin kollarına kendini, İşte huzur bu... Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda. Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana. Geri dönerse diye ölemezsin bile, İşte sabır bu... Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır, hep bir yanın eksik. Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır, başka aşklarsa seni kandırmayacaktır. O başkalarıyla, mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da, yine de sevginden vazgeçemezsin. İste aşk bu... Boshwer, hep aynı masaL. "Hayat ve Ben" işte hepsi bu kadar…

20 Şubat 2007 Salı




Bana düşlerinizi kiralarmısınız?

Bir okyanus olsun...

Bir gemi üzerinde okyanusları aşacağım...

Ve rüzgarlar olsun bana eşlik eden..

Umuda yolculuk olsun çıktığım...

Martı sesleri karışsın gökyüzüne..

Dalgalar taşısın mutluluğu uzaklara...

bana düşlerinizi kiralarmısınız?

Yıldızlar olsun düşümde..

Bulutların üzerinde bir ev..

Her gece aynı şarkıyı söyleyeyim...

her gece ay yeni bir umutla doğsun üzerime...

Uzanıp yıldızlara dokunayım...

Yüreğim ışık olsun karanlıklarıma..

Bana düşlerinizi kiralarmısınız?
Bir okyanus olsun...
Bir gemi üzerinde okyanusları aşacağım...
Ve rüzgarlar olsun bana eşlik eden..
Umuda yolculuk olsun çıktığım...
Martı sesleri karışsın gökyüzüne..
Dalgalar taşısın mutluluğu uzaklara...
bana düşlerinizi kiralarmısınız?
Yıldızlar olsun düşümde..
Bulutların üzerinde bir ev..
Her gece aynı şarkıyı söyleyeyim...
her gece ay yeni bir umutla doğsun üzerime...
Uzanıp yıldızlara dokunayım...
Yüreğim ışık olsun karanlıklarıma..

18 Şubat 2007 Pazar

dokunma

acılarıma dokunma. yapılacaksa ben yaparım. deştim, eşeledim, kanattım. bitti. sen dokunma. kalbine sır vermeden yaşıyor insanlar.kalp de sonradan öğreniyor aslında neyi sevdiğini. neyi? "sevilmeyi ve ilgi görmeyi" bu sadece. bundan ibaret her şey. şarkılarıma dokunma. "why does it allways rain on me?" belki de hep üzerimde kara bir bulutla geziyorum. kim bilir. göremem ki kendime uzaktan bakmadıkça. yazılarıma dokunma. şiir de yazarım düz yazı da yazarım. istersem nokta da koymam virgül de. noktalamalarıma da işaretlerime de dokunma. sabah kalkarım, kahvaltımı ederim tekrar başlarım hayata. sayfalar açarım sayfalar kaparım. istersem hiç kapatmam hep aynı sayfaya bakarım. sayfalarıma dokunma. gözler sahipsiz dolaşıyorlar ortalıkta kimsenin gözü kimseninkiyle çarpışmıyor, yaralanmıyor, böylelikle pişman da olmuyor, zarar da görmüyor. gözlerini sermiyorlar göz önüne çünkü bakacak gözler bulamıyorlar ortalıkta. yok ki, herkes ya havaya ya yere bakıyor. yalnız haklarını yememek lazım. sevgi sözcükleri var bir tek, o anda gözlere bakmak şart. e zaten sevgi de başlı başına risk değil mi (hele bu iletişim kopukluğunda kesinlikle risk), belki de bu yaratıklar tek gerçek yaralarını severken alıyorlar. halet-i ruhiyelerine göre telefonlarında arkaplan değiştiriyorlar. tüketiyorlar, tüketiyorlar…. sevgili tüketiyorlar.ömür tüketiyorlar. herkesin ömründen zaman çalarak yapıyorlar bu işi. kendilerini tüketiyorlar. "tanrım beni baştan yarat" diye televizyon programlarına gidiyorlar. baştan yaratılıp eskisini tüketiyorlar. sonra başlıyor baştan yaratılmışı tüketmeye. diğerlerinden bana ne tabi, ben yalnızlığımı tüketiyorum sadece. yalnızlığıma dokunma. kalkıyorsam ayağa,söyleyeceklerim var da o sebepten. sana değil. bir tek sana değil. bitmedi kelimelerim, ayağa da kalkarım, yürürüm hatta dünyayı da gezerim. dünyama dokunma. yoktun, yoksun, yok olacaksın. bir rengin bile yok ve kokun. hırçındım, hırçınım, hırçın olacağım. bir sevgim bile yok ve adım. bulacağım elbet. kendimi, kendime ekleyeceğim, yaparım, elbette yaparım. eşyalarını atarım. evi havalandırırım, anıları da uçururum. ne var ki bunda. anılarıma dokunma. geçmişi siler atarım. bırakırım.. sigarayı da bırakırım, yaparım, bırakırım her şeyi, pamuk iplerini koparırım.. gezerim, yeni insanlar tanırım. aldırış etmem yağmura ıslanırım. yağmuruma dokunma

GÖZLERİNİ KAPARSAN ;MAVİLER ÇOK ÜŞÜYECEK

Çocukken geceleri yıldızlara bakardım... Başımı gökyüzüne kaldırır heyecanla yıldızları sayardım; kaçında aşk vardı, kaçından böyle görünürdü gökyüzü, kaçında denizler bu kadar güzel ve kaçında aşk maviydi... Yıllar sonra senin gözlerinde gördüm yıldızları... Gözlerinde o çocukluk heyecanımı yaşadım yeniden. Mavi denizleri, mavi gökyüzünü, mavi aşkı gördüm... Belki de onun için sen gözlerini kapattığında sönüyor yıldızlarım... Gözlerinden bir yol çizdim kendime, yıldızlara tutunarak ulaştım aşka... Aşk maviydi; gözlerinde aşka bulandım... Şimdi belki de bu yüzden; gözlerini kapadığında yolumu kaybedişim... Şiirler okurdum gökyüzüne bakarak; nefesimden cam buğulanırdı... Adımı yazardım o şiirli buğuya, yanında bir boşluk bırakarak... Sonra yanına eklenecek mavi aşkı mı hayal ederdim saatlerce... Şöyle olmalı, böyle bakmalı, böyle konuşmalı... Şimdilerde gözlerine bakarak şiirler okuyorum içimden, sen duymuyorsun... Gözlerinin buğusuna adımı yazıyorum, yanına da mavi aşkımı; yani seni... Kapasan gözlerini, buğusu silinecek, adım silinecek gözlerinden, aşk silinecek... Bir şiir okuyorum soğuk cama yaslanıp; "Yokluğun cehennemin öbür adıdır Üşüyorum kapama gözlerini" diye biten... Şimdi gözlerini kaparsan; gözlerindeki yıldızlar sönecek... Şimdi gözlerini kaparsan; maviler çok üşüyecek...